Efendim, bildiğiniz üzere Barselona'da yemek deyince bütün İspanya'da olduğu gibi burada da aklımıza tapas geliyor. Nedir efendim bu tapas? Aslında bildiğimiz ara sıcak/soğuk meze tarzında şeyler. Yani anneniz evde size ekmek arası bir şeyler yaparsa o da bir tapas, ya da tek bir tavuk butu kızartıp üzerine sos dökse o da tapas vs vs.
Ama bu tapas denen meredin kötü yanı ilk başta doyurucu gibi gelse de aslında öyle olmaması ve sizi iki saat içinde tekrar acıktırması. Hele ilk gece Gotik Mahallesi ve çevresinde dolaşıp güzel tapas bar ararken açlıktan ve sinirden ağlayacak konuma geldim mesela. İşin kötüsü gelmeden bloglardan öneri niyetine okuyup not aldığım tapas barlardan bir kısmı ya kapanmıştı, ya pahalıydı ya da aslında hiç Tapas bar olmamış o !!!
Tapas ve bir diğer meşhur lezzet olan Paella için kaliteli restoran bulabilmek harbiden zor. Şunu bilin ki ne kadar güzel tapas bar-restoran varsa onun iki katı kadar kötüleri de var. Neyse ki biz yarı yarıya iyilerine denk geldik.
Dilerseniz şimdi size Barselona'da keşfettiğimiz yemek yerlerinden bahsetmeye başlayayım.
Genel Öneriler:
1- Son gün keşfetmiş de olsam, açlığı bastırmanın yolunun waffledan geçtiğini öğrendim. La Rambla üzerinde ya da herhangi bir yerde gördüğünüz ilk wafflecıya abanın, zaten nasıl karın şişirdiğini Türkiye'de yiyince de fark ediyorsunuzdur.
2- El Born bölgesindeki (Gotik'in yan tarafı) restoranlar nispeten daha pahalı.
Kahvaltı
Caracas Cafe: Kahvaltınızı gerçekten ucuza getirmek, ama şöyle güzel de bir doymak mı istiyorsunuz, o zaman Gotik Mahallesi'ndeki Caracas kahvaltı için size kesinlikle tavsiye edebileceğim yer.
Son derece mütevazı, günlük salaş bir kafe olan Caracas'ta genelde kek, börek, çörek gibi şeyler var. Bunu yanında 2 euro gibi bir fiyata ekmek arası peynirli/ jambonlu vs. omlet yiyebiliyorsunuz, Bildiğiniz peynirli omleti iki sandviç ekmeğinin arasına koymuşlar, gayet de başarılı olmuş. Yanında poşet çayıyla kahvaltıyı 3 euroya rahatça kapatıyorsunuz.
Milk: Kahvaltının ve brunch'ın hası da burada işte! Caracas ile aynı sokakta bulunan Milk, fiyat olarak daha pahalı olmasına karşın verdiğiniz paranın daha fazlasına değecek lezzette menüleri önünüze sunuyor. Zaten o kadar meşhur bir yer ki gittiğinizde oturacak yer bulmak için beklemeniz gerekebiliyor, hem de kış vakti.
Buraya en azından bir sabah gelip 10-12 euroya harbi harbi ziyafet çekersiniz, bir seferliğine de olsa paraya kıyılasıdır kendileri.
Restoran/Tapas Bar
Les Tapas: Gotik Mahallesi'nde otelimizin de çok yakınında ilk gece keşfettiğimiz bu yerin işletmecisi yaşlı bir kadındı. Kadın ve yanındaki çalışanlar çok güler yüzlü ve tonton insanlar. Hani böyle dertlenince bir iki bir şey içip çalışanlarla dertleşebileceğiniz salaş barlar olur ya, o cinsten.
Biz burada mixed tapas yedik. Hakikatten "little little into the middle" şeklinde sebzeyi eti tavuğu böyle ortada buluşturmuşlar. Ama tabağın yüzde seksenini çok lezzetli bulduğumu söylemeliyim.
Sensi Bistro: Hem tapasın hem de paellanın şahını yiyebileceğiniz yerlerden biri. Yine ve yine Gotik mahallesinde bulunan bu restoranın fiyatları da tabi biraz tuzlulaşıyor haliyle. Normalde 3 euroya yediğiniz tapası burada 5-6 euroya yiyebiliyorsunuz. Paellanın da bir kişilik küçük porsiyonu 6 euro.
Fiyatlar sizi korkutmasın çünkü hem lezzetli hem de doyurucu şeyler yiyorsunuz. Tapasları birbirinden orijinal ve lezzetli. Ama asıl yıldızı paella, mutlaka deniz mahsüllü paelladan söyleyin. Deniz mahsüllerinin ve harika bir sosun pilavla buluşmasına tanık olun. Karidesleri ayıklarken yaşadığınız boğuşmayı saymazsanız gayet doyurucu ve akılda kalıcı bir lezzet.
Sangrialarının sertliği ve tadı da ayrıca bahsetmeye değer. İçtiğim en güzel sangriayı burada içtim diyebilirim.
Carrer de Blai: Son gün keşfettiğimiz için kafamızı nerelere vursak bilemediğim yer. Burası aslında tek bir yer değil, bir sokak. Sokak boyunca da lezzetli, kaliteli ve uygun fiyatlı pek çok mekan var. Hosteldeki kadının söylediğine göre Trip Advisor tarafından en iyi 10 tapas bar seçilen yerlerden ikisi buradaymış.
Bizim gittiğimiz yer yine kadının önerisi üzerine Blau Tonight adlı mekan oldu. Buranın olayı biraz değişik. Bir kere yediğiniz her tapas 1 euro. Soğuk sıcak çeşit çeşit meze var ve bunlara birer tane kürdan saplanıyor. Siz de kürdanıyla birlikte alıp yiyorsunuz. Sonra kürdanları size verilen boş bardaklara atıyorsunuz ki sonradan bunları sayarak size hesap çıkartıyorlar (Kürdanları cebine sokup saklayanla bozuşuruz ona göre).
***
Bunun dışında tabi ki beğenmediğimiz pek çok yer oldu, isimlerini hatırlayamadığım. Aklıma gelen bir iki şey:
Oviso Bar: Sangriası çok gereksiz tatlıydı ve nasıl olduysa adamı biraz çarpıyor.
Pobye Espanyol'da adını hatırlamadığım bir restoranda paella yedik ama bildiğiniz pirinç pilavına salçalı sos koyup biraz da deniz ürünü koyup getirmişlerdi. Doyurdu orası ayrı, ama onların yaptığını ben de yaparım evde yani. Bu civarda yemek yemeyin.
Atıştırmalık:
Focacceria Toscana: Take away food tarzı kafelerden. Pizza dilimleri çok güzel, tavsiye ederim. Alın yolda yürürken yiyin.
La Boquera: Önceki yazımda da bahsi geçen ve La Rambla Caddesi üzerinde bulunan La Boquera'da yine dilim pizza, soğuk sandviç gibi şeylerle karnınızı doyurabilir, sayısız çeşitte çikolataları (pahalı da olsalar) tadabilir, meyve parçacıklı smoothie'lerinden içebilirsiniz.
Centro Commercial Arenas de Barcelona: Barselona'daki son iki günümde uğradığım bu alışveriş merkezinde hayatımın en güzel sıcak çikolatasını içtim. Bardakla içmekten ziyade kaşıkla yemeyi tercih edeceğiniz koyu kıvamı ve özgün kakao tadıyla buradaki sıcak çikolatalar içinizi ısıtmaya birebir.
Süpermarketlerde ucuz Sangria: Litresi 2-3 euroya şişede Sangria alabilirsiniz, Gayet hafif, hatta neredeyse meyve suyundan farksız ama yine de sizi bir gece idare ediyor.
***
Benim dört güne sığdırabildiğim öneriler bundan ibaret. Siz de Barselona'da keşfettiğiniz güzel yerleri yorum olarak bırakmayı ihmal etmeyin dostlar, önerileri çoğaltalım. Yurtdışında aç kalmak yerinde yurdunda aç kalmakla aynı şey değil sonuçta.
0 yorum:
Yorum Gönder