Burası dünya genelinde "Özgürlükler Şehri" olarak bilinir. İnsanın aklına hemencecik Red Light District'te vitrinlerin arkasında dans eden hayat kadınları, canlı seks şovları, coffee shoplar, magic mushroomlar geliyor. Son zamanlarda da Ekşi'de Amsterdam'da kafayı bulup cücelik hastalığına sahip birini arkadaşlarına göstermek için dolabına kilitleyen bir adamın hikayesi dönüyordu.
E tüm bunlar olurken haliye bir Türk gencinin Amsterdam'a gitmesi kaçınılmazdan da öte oluyor.
Biz burada yaklaşık üç gün geçirdik. İlk gün biraz şehri gezme havasında geçerken diğer iki günü de müzelere ayırdık. Akşamları da zaten malumunuz.
İşe koyulmadan hemen bir uyarı yapayım, yazının geri kalanında yer yer yaşı küçük okuyucular için uygun olmayan bazı şeyler paylaşacağım.