29 Temmuz 2015 Çarşamba

Almanya'da Staja Basvurmak Pismanliktir

Efendim, bizim Kimya-Biyoloji Mühendisliği bölümünün gerekliliği olarak mezun olmadan önce iki adet yaz stajı yapmam gerekiyor. Bunlardan ilkini geçen sene yapmıştım. Bu sene de yurt dışında yapayım istedim, çünkü ufaktan bir yerlere kapak atmak ve mezun olduktan sonra yüksek lisansa ve kariyerime yurt dışında devam etmek istiyordum. Başvurduğum 47623 yer içerisinde Almanya'dan bir ilaç firması baya olumlu geri dönüş yaptı. Kalite kontrol laboratuvarlarında yaz stajım ayarlandı.

Ancak hepinizin bilgisi dahilinde olduğu üzre Almanya'dan vize almak bir lütuftur. İmkansız mı? Hayır. Zor mu? Zorun büyük babası diyebilirim. Gelin hep birlikte Almanya'ya kısa dönemli staj için gitmek isteyenlerin katılması gereken zorlu vize maratonunda bir koşuya çıkalım.

6 Haziran 2015 Cumartesi

GRANADA

İspanya'yı gezen arkadaşlarınıza "Nasıldı" diye sorduğunuzda Madrid ve Barselona'yı anlattıktan sonra genelde "Abi bir El-Hamra Sarayı var mutlaka görmen lazım. Kapısında izdiham oluyor, bir ay önceden rezervasyon yapamayan giremiyor." diye ballandıra ballandıra anlatmaya başlarlar. Bana da öyle olmuştu ve "Nerede ola ki bu saray?" diye sormadan edememiştim.



İşte Granada şehri, Endülüs'te İslamiyet'in son kalesi olan El-Hamra (Alhambra) Sarayı'nın gölgesinde aydınlanıyor. Gerçekten de Alhambra köklü tarihi, heybetli sarayları ve uçsuz bucaksız bahçeleri ile her gün aktif olarak turist çeken bir oluşum. Ancak insanların kaçırdığı nokta şu ki Granada'da Alhambra'dan da fazlası var. Üstelik bu yazıyı okuduğunuzda Granada'daki gezinizi nasıl eğlenceli hale getirebileceğiniz hakkında çok değerli bilgiler edinmiş olacaksınız!

26 Nisan 2015 Pazar

CORDOBA

Guadalquivir'in hayat verdiği bir diğer şehir. Endülüs'ün sessiz, sakin, dingin ve huzurlu şehrine hoş geldiniz. Şehir demeye de bin şahit, burası daha çok bir kasaba gibi. Bembeyaz evlerin yan yana dizildiği daracık sokaklarda insan görmek bir nimet sanki. Sevilla'da her tarafta dağınık olarak gördüğümüz portakal ağaçları burada artık kaldırımlarda  yan yana dizilmiş, birlik olmuşlar. Nehrin kenarında yürümek, eski köprülerden geçmek ise bambaşka bir boyuta geçiriyor insanı, köprünün bir tarafında çarşaf gibi durgun, diğer tarafında alabildiğine hırçın akan bir nehir...



O zaman vakit kaybetmeden bu huzurlu ve kendi halinde Endülüs şehrinin saklı potansiyelini ortaya çıkaralım!


12 Nisan 2015 Pazar

SEVILLA

Bir şehir düşünün, bir tarafta sarayları, katedralleri, sokakları, meydanları, dört bir yanda sıralanmış portakal ağaçları ve yer yer bulutlara kadar uzanan palmiyeleriyle sizi Ispanya içinde zamanda geriye, bir başka Ispanya'ya yolluyor.  Sonra karşınıza çıkan nehrin üzerinde öyle yapılar /köprüler görüyorsunuz ki kendinizi 2050'de sanıyorsunuz.



Bu harmanlama ve tezat Endülüs'ün inci tanesi, başkenti Sevilla'yı diğer şehirlerden kolaylıkla ayırıyor. Bir de üstüne kara kışa fırtınaya rağmen hakimiyetini sürdüren bahar havası eklenince şehre aşık olmamak elde değil!

Gelin palmiye ağaçlarının mezuniyet balosuna çıktığı bu şehre birlikte göz atalım!

31 Mart 2015 Salı

BARSELONA (Son Iki Gun)

Önceki yazımda Barselona'da geçirdiğim ilk iki günden ve o esnada gezdiğim yerlerden bahsetmiştim. Bu yazımda da burada 3. ve 4. günlerde gezdiğimiz  yerlerden bahsedeceğim.



Ne duruyoruz o zaman?

29 Mart 2015 Pazar

KAVALA

İskeçe'den sonra ikinci durağım Kavala!

Kavala deyince akıllara Osmanlı'yı çok affedersiniz iç çamaşırında sallayan Kavalalı Mehmet Ali Paşa, dolayısıyla onun evi geliyor. Bir de şu meşhur- ki sonuna kadar öyle olmayı hakediyor- Kavala Kurabiyesi geliyor. Yine de Kavala'nın bunların dışında da ziyaretçilerine yer yer sakin ve huzurlu, yer yer de bilgilendirici ve ya eğlenceli faaliyetler vadettiğini söylemeden geçmeyelim.   


21 Mart 2015 Cumartesi

XANTHI (ISKECE)


Yunanistan'dan geçtiğimiz aylarda aldığım Schengen Vizesi'nin vadesi bu ay sonunda dolacaktı. Ben de süresi hazır bitmemişken, ödevlerin hayvansılığına ve sınavların yaklaşmasına inat ufak bir haftasonu kaçamağı olarak Yunanistan'a gitmek istedim. Adalar yaz planlarım arasındaydı. Atina'ya da sırf iki gün için açıkçası gidiş dönüş 300 350 tl vermek istemedim.




Geriye kalan tek seçenek Yunanistan'ın kuzey bölgesiydi. Buralardaki şehirlerle ilgili blogları okuduktan sonra İskeçe ve Kavala'nın görülmeye değer olduğuna karar verdim. (Selanik biraz daha uzak kaldığından onu yaza iteledim)



Son dakikaya kadar gidip gitmeme konusunda kararsızdım, öyle ki internetten kararsız kalma ile ilgili makaleler okuyordum. Sonra bir bakmışım otobüsteyim, kulağımda Despina Vandi şarkıları...

İlk durağım İskeçe (Xanthi) şehri oldu. Aslında geçtiğimiz ay yapılan İskeçe Karnavalı'nı kaçırmıştım ve bu belki de Yunanistan'ın en eğlenceli olayı felanmış. Kafamı hangi duvara vursam bilemedim ama şehrin kendisi ve etrafındaki köylerin yanında rafting merkezi haline gelmiş Nestos Nehri yeterince merak uyandırıcıydı benim için.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı